Spor yazarları Corendon Alanyaspor – Beşiktaş maçını yorumladı!
TURGAY DEMİR – FUTBOLUN PRENSİ
Ligin en çok pas yapan ekibi olan Beşiktaş’ın etkisiz alandaki, al gülüm-ver gülüm tipinden top yapması rakibi ne kadar yoruyor bilmem ancak bir izleyici olarak beni ziyadesiyle yoruyor. Yanlışsız vakitte, gerçek yere koşan oyuncularınız varsa, süratli halde paslaşır, rakibin aklını alırsınız. Şenol Güneş’in birinci dönemindeki Beşiktaş’ı hatırlayanlar ne demek istediğimizi daha yeterli anlayacaktır. Bugünkü Beşiktaş o denli değil, ağır aksak paslaşıyorlar. Kontratakları bile set oyununa çevirip rakip savunmanın yerleşmesi için bekliyorlar adeta.
Maç uzunluğu ensesinde iki kişi varken bir an boşluk buldu ve golü attı Rafa… Bu adam bir öbür hoş, bildiğin prens, futbol prensi… Yeni dönemde sağı-solu, önü, gerisi daha kaliteli oyuncularla destek edilirse ligin altını üstüne getirir, gol-gole katkı sayısında rakipsiz olur. Beşiktaş üçüncülük tezini güçlü bir halde koruyor.
Bu değerli lakin daha değerlisi Semih ve Mustafa başta gençlerin müddet almaları. Mustafa güçlü bir yapıya sahip, bu potansiyeli kıymetlendirmek koşul. Biraz kendini geliştirirse çok uygun bir forvet olur. Semih zati güzel forvet, yetenekli, çabuk, dün tekrar durumlara girdi, bir de gol attı. Golün sayılıp sayılmaması çok değerli değil, Semih o durumda golü yapması, gelecek için çok daha değerlidir. Velhasılkelam, bu çocuklar daha çok müddet alırsa kazanan Beşiktaş olur diyorum ben.
SİNAN VARDAR – KENDİMİZİ KANDIRMAYALIM!
Eğri oturalım, yanlışsız konuşalım… İster “maç seçiyorlar” deyin, ister “bu takım yetersiz”… Kimse kimseyi kandırmasın. Şayet bu kadronun iskeleti korunursa, Beşiktaş gelecek dönem da çok büyük bir hayal kırıklığı yaşar! Dün Beşiktaş, hem Avrupa kupalarına iştirak hem de itibar ismine son derece kritik bir maça çıktı. Rakip, düşme sınırının çabucak üzerindeki Alanyaspor. Bir yanda “üçüncülük hedefi”, öteki yanda “ligde kalma savaşı”…
Yani alanda canını dişine takan bir rakip ve ne yazık ki buna karşılık veremeyen bir Beşiktaş vardı. Oyuncular mı yetersiz, motivasyon mu eksik? Beşiktaş uzun bir ortadan sonra savunmada ülkü tandemine kavuştu. Lakin orta alanda Gedson’un ailevi nedenlerle yokluğu, Amir ve Joao Mario’yu baş başa bıraktı. Oyun olarak üstün olmasak da dirençli bir yapı beklerdim ancak ne yazık ki bu da olmadı. Bu kadar kıymetli bir maçta bu kadar isteksiz, tutkusuz, ruhsuz oynayamaz!
Unutmayalım; tıpkı dakikalarda üçüncülük yarışındaki rakibin, transfer yasağına rağmen ligde fırtına üzere esen Samsunspor, kendi maçında öne geçmişti. Kaç yıl oldu, hâlâ tıpkı sineması izliyoruz! Yıllardır birbirinden berbat Beşiktaş takımlarına tanıklık ediyoruz. Ne yazık ki yıllar evvel yapılan kusurlu takım planlamaları, hâlâ kulübün yakasını bırakmadı. Gelen teknik adamlar değiştirmeye çalışıyor lakin o enkaz o denli kolay kalkmıyor! Yeni dönem yaklaşırken, artık radikal bir değişim vakti gelmiştir.
Bugünden tezi yok, kollar sıvanmalı. Bu makus takımın yükünden kurtulup, Beşiktaş formasına layık, gayret eden, terinin son damlasına kadar savaşan, kaliteli ancak karakterli futbolcularla yesyeni bir grup kurulmalı. Taraftara açık, net bildiriler verilmeli. “Yeniden yapılanma” süreci planlı, şeffaf ve kararlı bir biçimde yürütülmeli. Beşiktaşlılar her şeyin farkında. Bu forma kimseye miras değil, hak edene verilmeli!
