Yılmaz Vural, Antalya’da katıldığı “9. Efsaneler Kupası Futbol Turnuvası”nda Üstün Lig’deki tepe yarışına, Galatasaray’ın UEFA Avrupa Ligi’nde Tottenham’ı yendiği maça ve teknik yönetici Jose Mourinho’nun Türkiye’yi tercih etmesine ait değerlendirmede bulundu.

Galatasaray’ın UEFA Avrupa Ligi’nin 4. haftasında konuk ettiği İngiltere temsilcisi Tottenham’ı 3-2 yenmesine ait yaşadığı memnunluğu lisana getiren 71 yaşındaki teknik adam, “Bir Türk vatandaşı olarak Galatasaray’la gurur duydum. Bir İngiliz ekibini bu kadar sıkıntı duruma düşüren Türkiye liginde bir grup görmedim. Bir sürü goller kaçırdılar, önde bastılar, pas kusuru yaptırdılar. Maç berabere bitse yazık olurdu. Zira iki sefer geldiler, iki gol yediler. Hasebiyle Galatasaray bu yaptığıyla Türkiye’nin övünç kaynağı oldu.” diye konuştu.

Yılmaz Vural, Fenerbahçe Teknik Yöneticisi Jose Mourinho’nun ününün, muvaffakiyetlerinin ortada olduğunu vurguladı. Sarı-lacivertlilerin başında başarılara imza atmasını dileyen Vural, Portekizli teknik yöneticinin Türkiye’yi tercih etmesinin Türk futbolu için değerli katkısı olduğuna dikkati çekti.

Deneyimli teknik yönetici, Mourinho’nun istese çok önemli paralara Arap dünyasına gidebilecekken Türkiye’ye geldiğini tabir ederek, “Mourinho, dünyanın, Türkiye’de futbolseverlerin sevdiği bir antrenör. Sadece Fenerbahçe’nin antrenörü üzere kendisini görmemesi gerekiyor.” dedi.

“GALATASARAY’IN TAKIMI DAHA KÂFİ GÖRÜNÜYOR”

Vural, şu an Galatasaray’ın takımının daha kâfi görüldüğünü tabir ederek, kelamlarına şöyle devam etti:

“Osimhen diye bir adam geldi, her şeyi altüst etti. Son oynanan maçlara bakarak söylüyorum. Galatasaray uygulamasıyla ekip dinamiğiyle açık orta önde gidiyor. Memleketler arası boyutta da bizi âlâ temsil eder hale geldi. Fenerbahçe yeterliydi. Ancak aldığı sonuçlarla biraz Fenerbahçe çok çabuk dağılmaya müsait bir ekip. Sabırlı olmak lazım. Alınan oyuncuların hepsi değerli oyuncular. Yani 300 milyon avroya bir ekip kuruyorsunuz. Bu Avrupa’da büyük kadrolar hariç her kadronun bütçesi değil. Yani münasebetiyle alışılmış ki görüldüğü üzere tekrar bu üç büyük grubun Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ortasında bir yarış var. Devir periyot o öne çıkacak, periyot dönem o. Baht, şansızlık, hakem, hakem yanlışlığı, lehine, aleyhine… Bu türlü telaffuzlar içerisinde bu ligi tamamlayacağız galiba.”

GALATASARAY’I 14 YIL SONRA ŞAMPİYON YAPAN DERWALL İLE ANISI

Vural, 1986-1987 döneminde Malatyaspor’u çalıştırırken Galatasaray’ı şampiyon yapan Alman teknik yönetici Jupp Derwall ile ortasında geçen diyaloğu şöyle anlattı:

“Ligin bitmesine üç hafta vardı. Rize’de mağlup oldular, İstanbul’da uçaktan indi, karşıladılar ve Beşiktaş ile ikişer maçları kaldı. Beşiktaş iki maçın birisini kazansa, Galatasaray ikisini kazanmak zorundaydı. Galatasaray, ikisini kazandı. Ben Malatyaspor’un hocasıydım ve 1-0 Beşiktaş’ı yendik. Son maçı meskeninde Denizlispor’la oynuyor. Sanırım Erol’du galiba, çok uzak aradan topa vurdu, gol oldu. Berabere kaldılar ve Beşiktaş averajla şampiyonluğu kaybetti. Derwall ile çok değerli bir dostluğumuz vardı. Ben o vakit 30’lu yaşlardayım, o 60’lı yaşlarda, Dünya Kupası’nda final heyecanı yaşamış ve Galatasaray’ı 14 yıl sonra şampiyon yapmış bir hocaydı. Bizim milleti biliyorsun gelirken 10 bin kişi karşılar, giderken beş kişi vardı, biri bendim. Giderken sordum ona ‘Türkiye’de ne öğrendin?’, ‘Bu ülkede başarılı olan dünyanın her yerinde olur’ dedi. ‘Konuyu açar mısın’ dedim. ‘Bizim Avrupa’da evvel insan değil, evvel iş gelir, sonra insan. Sizde evvel insan geliyor, sonra iş geliyor. İnsanı çözdüğünüzü varsayın, bu sefer tribününün sosyolojisi var. Yani ne istiyor bunlar, ne bekliyor? Avrupalı kadar sabırları var mı? Yok mu? Yani bu iş çabucak olacak iş değil. Hasebiyle burada çok güç. Ben buradan gidiyorum, Allah size kolaylık versin.’ dedi. Yani o kadar hoş Türk futbolunun özetini çıkardı ki.”