ZEKİ UZUNDURUKAN – AH MUSLERA AH!

En başta şunu söyleyeyim. Dünkü maçta Abdülkerim Bardakcı, Muslera’dan daha çok kurtarış yaptı! Varın gerisini siz hesap edin! Galatasaray, kadronun omurgasındaki üç dev ismin (Davinson, Torreira ve Osimhen cezalıydı) eksikliğini derinden hissetti Hollanda’da. Okan Buruk, elindeki takımdan azamî randıman alabilmek için oyuncuların yerlerini adeta dama taşı üzere değiştirmek zorunda kaldı. Lakin eldeki materyal, yüzleri güldürecek kadar kaliteli değildi maalesef!

Sakat ve cezalıların çokluğu nedeniyle Galatasaray yedek kulübesinde tam 7 altyapı oyuncusu vardı. Maçın öyküsü makûs giderken, Okan hoca dönüp yedek kulübesine şöyle bir baktığında ‘bu maçı kiminle çevirebilirim ben?’ sorusunu çokça sormuştur kendine. Bu soruya hakikaten karşılık bulmak zordu AFAS Stadı’nın çimlerinde…

Abdülkerim Bardakcı olmasıydı AZ Alkmaar daha birinci yarıda farka giderdi. Poku’nun boş kaleye giden vuruşunu; Lahdo’nun Muslera’yı çalımlayıp kaleye gönderdiği şutu son anda çizgiden çıkaran isim Abdülkerim’di. Torreira’nın yokluğunda bütün yük Gabriel Sara’nın omuzlarındaydı.

Sara elinden geleni yaptı ancak ekibi ismine kurtarıcı olamadı. Yeni transfer Cuesta da Alkmaar karşısında etkisizdi. Kanatlardan Morata’ya yeteri kadar top gelmedi. Jelert konusunda ne kadar optimist olsak da Galatasaray’da oynayabilecek kalibrede bir oyuncu değil maalesef! AZ Alkmaar’ın özgür vuruştan bulduğu birinci golde Muslera yanlış yer tutmanın kurbanı oldu.

Sallai, harika bir golle skoru eşitledi ancak Barış Alper’in penaltıya sebebiyet vermesi rakibe özgüven kazandırırken, Galatasaray’ın güzelce oyundan düşmesine neden oldu. Bir de kalede tel tel dökülen Muslera olunca, farklı mağlubiyet kaçınılmaz oldu. Esasen Kaan Ayhan’ın 2. sarıyı görüp oyundan atılmasından sonra, Alkmaar dalga dalga kalemize gelmeye başladı. Yediğimiz bir üçüncü gol var ki tam bir felaket! Savunmamız dökülürken, Muslera’nın şut sırasındaki atağı de çok acemiceydi.

Muslera bu kadar berbat performans sergileyecekse, kaleye ivedilikle Günay Güvenç geçmeli. Dünkü berbat performans Muslera’ya hiç yakışmadı. Galatasaray çok gol yiyor. Bu kadar kaliteli stoperlere karşın kalende tonla gol görüyorsan, sorun Muslera’dan kaynaklanıyor demektir. Galatasaray, Hollanda’dan kabus üzere bir skorla dönüyor. Rövanşta tam takım alana çıkacak bir Galatasaray; 4-1’lik mağlubiyetin üstesinden gelir! Galatasaray’ın kağıt üzerinde bakıldığında rövanşta işi hiç kolay değil! Fakat Aslan zoru sever! Ne de olsa; ‘Adı Aslan, işi destan!’

LEVENT TÜZEMEN – ÇARESİZLİK!

İstanbul’da mucize olur mu bilemem ancak Galatasaray, Avrupa defterini Hollanda’da kapattı. Kaybetmek futbolun içinde var. Fakat teslimiyetçi olmak Galatasaraylı oyunculara yakışmadı. AZ Alkmaar maçı öncesi Okan Buruk’un elinde derin bir takım yoktu. Fakat Hollanda ekibinin oyunu hakkında elde bir röntgen vardı. Bu bilgiye karşın rakibe geniş alan bırakmak, uzun top oynamasına müsaade vermek ve inançlı oyunu tercih etmemek maalesef Okan Buruk’un zaafıydı.

Bir atasözü şöyle der: Birinci iliği kaçıran, düğmeleri ilikleyemez. Eldeki oyuncu yapısına nazaran gerçek durumlar konusunda hakikat tercihler yapamamak Galatasaray’ın makus oyununun baş aktörü oldu. Okan Buruk’un dama taşı üzere daima Jelert, Kaan Ayhan, Barış, Sallai ve Berkan’ın yerlerini değiştirmesi çaresizliğinin göstergesiydi.

Eksik takımın daha istikrarlı oynaması ve rakibe fazla durum vermemesi için “Kompakt futbol” anlayışını Okan Buruk’un düşünmemesi büsbütün akıl tutulmasıydı. Sistemler maç kazanmaz, stratejiler daha kıymetlidir. Mourinho’nun beğenilmemesine karşın savunma güvenliğinden vazgeçmemesi gerçek bir ataktır. Bu ortada kimi oyuncular da Okan Buruk’a yardımcı olmadığı üzere resmen köstek oldular.

Galatasaray’ın yediği birinci iki gole bakalım; Frikik golü öncesi Kaan Ayhan rakibine geriden faul yapıyor. Gerek var mı? Yok lakin Kaan “Tank” üzere olunca faul yapmayı tercih etti. Gördüğü ikinci sarı kartla birlikte oyundan atılması “İhanet” üzereydi.

Kaan’ın ayak kalitesi tahminen uygun fakat sağ bek oynarken temaslı oyuna girmiyor, tek ataklı olduğu için ağır kalıyor. Okan Buruk’un geçen yıl Sparta Prag maçında oyundan atıldığını bildiği halde Kaan’ı orta alandan alıp sağ beke koyması kırmızı karta davetiyeydi. Yenen penaltı golünde Barış Alper etraf denetimi yapmaması amatörce bir yanılgıydı. Penaltı sonrası maalesef Barış baş olarak oyundan düştü.