GÜRCAN BİLGİÇ – KAZANMAYI BİLMEK!

Maç bir anda “neler oluyor?” dedirtecek kadar Kasımpaşa tesiriyle başladı. Fenerbahçe’nin önde baskısına pas köprüleriyle cevap verdikleri üzere, iki net konum da buldular. Bu alandaki kadrosu kendine getirmek, kazanmaları gereken bir maç olduğunu hatırlamaları için kâfi oldu. Her şey aleyhlerineyken Fred’in derin pasında En Nesryi birinci konumda, birinci golü attı. Maçın havası değişti, kadroya itimat geldi ve Mourinho’nun dönem başından beri belirttiği “defansif kültüre” geri döndüler. “Skor bende, top da bende olsun” taktiği bu.

Santrforları soğuk havada üşütecek kadar topu bir sağa-bir sola dolaştırmaya başladılar. Kasımpaşa’nın sert baskısını enselerinde de hissederek, risk almadan, seyirci reaksiyonundan çekinmeden geriye oynadılar. Amrabat’ın üçlünün ortasına geçmesiyle, “Geriye pas yapamayacak yere geldi” demiştik içimizden. Tekrar en çok kalecisi ile alış–veriş yaptı.

Oyuncunun hatası yok bunda; teknik adam “bir gole de üç puan veriyorlar, beş gole de” anlayışını yüklemiş bir defa ekibe… Talisca etkisizliğinin peşinden Edin Dzeko’nun alana adım atmasıyla bir asist, bir tesirli pas, bir de kaleci de kalan şutla maçı bitirmesi, uzun toplarda kendi gösterip, grubu rahatlatmasını da yazmalıyız. Kadıköy tribünleri maçı Galatasaray ile oynuyormuş üzere seyrettiler. Sıkıntı gece; İtalyan tarzının devamı, En Nesryi’nin gol gösterisi, galibiyet serisinin devamıyla bitti.

EMRE BOL – MOU’NUN MAKİNESİ

Avrupa yorgunu Fenerbahçe tekrar bu hafta bir Avrupa müsabakasına çıkacak. Hal bu türlü olunca Mourinho’nun elindeki malzemeyi ekonomik kullanması gerekiyordu. Biraz fazlaca yapılan rotasyonda bilhassa iki Mert’in maç eksikliği ziyadesiyle görüldü. Kolay değil elbette… Uzun vakit oynamayınca ekip arkadaşlarıyla ortadaki farkı kapatmaları kolay olmayacak.

Bu oyunculara Talisca’da eklenince bütün yük Fred, Amrabat, Oğuz ve Levent’in omuzlarına yüklendi. Birinci yarıda 0,35 gol beklentisinden 1 gol çıkması Fenerbahçe’nin talihiydi aslında… ikinci yarı bilhassa Dzeko oyuna girdikten sonra oyunun istikrarı büsbütün Fenerbahçe lehine değişti. İhtiyar delikanlı bu yaşında bile inanın ligimize fazla. Böylesine profesyonel, böylesine işine hürmet duyan bir futbolcunun çubukluyu giymesi büyük onur.

Yaşı ilerledikçe kusursuz bir orta saha oyuncusuna evrildi. Futbol hayatına santrfor başladı, asistçi forvete dönüştü. Ee santrforun halinden eski santrfor anlar. İsimler değişse de, Mourinho’nun makinesi çalışmaya devam ediyor. Artık hem Avrupa hem de lig için güç bir viraja gidildi. Anderlecht işi bitti üzere görünüyor. Şu anda tek amaç deplasmanda oynanacak G.Saray müsabakası… Kazanırsa çok şey değişir

MUSTAFA ÇULCU – TEBRİKLER ŞANSALAN

Kasımpaşa oyun şablonu olan, birlikte oynama pratiği yüksek oyunculardan kurulu uygun bir kadro. Geçiş ve pas oyununu muvaffakiyet ile uyguluyorlar. Winck, Rodriguez, Fall ve Da Costa geçiş oynarken Hajradinovic ve Cafu ile set atağında başarılı kombinasyon yapıyorlar. Fenerbahçe önde çok organize baskı yapıyor. Rakip ikinci bölgede topa sahip olduğunda, tüm kadro topun gerisine çok çabuk geçiyor.

Amrabat savunmanın merkezinde 80’li yılları hatırlatan sarkık libero üzere… Ohhh rahat rahat oynuyor. En-Nesyri ve Talisca’nın birinci yarıda rakip ceza alanında topla bir sefer buluşabilmiş olmaları düşündürücü! Fenerbahçe’nin ön alan baskı kalitesi, Kasımpaşa’nın topu 2 ve 3. bölgeye aktarmasına set çekti ve oyunun denetimi büsbütün kendilerine geçti. İkinci golden sonra Kasımpaşa, risk alarak öne çıkmaya başladı. İki stoperin ortasından Fall’ın baş golü geldi. Fenerbahçe’de gözle görülür harikulade bir fizik kapasite artışı var. Giren, çıkan oyuncular çok fit, çok istekli ve kazanma odaklı. Bu baskıya dayanmak çok güç.

Ali Şansalan, 17 Ekim 2021’den bu yana kronikleşmiş biçimde Fenerbahçe’nin maçlarında misyon verilmiyordu. Bu nedenle aşikâr etmemeye çalışsa da çok huzursuz ve ürkek. Talisca’ya topla oynamış olmasına karşın çıkan sarıya ve yalnızca faul olan durumda Winck’e gösterdiği balans sarılarına gerek yoktu. Bu ucuz kartların tersine birinci devre Fred’e, ikinci yarı Amrabat’a sarı gösterse kabul görürdü.

Fenerbahçe’nin 3. golü öncesi ofsayt yok, En-Nesyri’nin vuruşunda topun tamamı çizgiyi geçti. Gol nizami. Bu kadar ortadan sonra bu maçtan majör kusur ve pansuman yapmadan bu türlü çıkması onun ismine başarıydı. Tebrik ediyorum. Hakemlik ismine bu düşünceden ülke futbolu kurtuldu.